Kecioren Eskort Ada ile Aksam Yildiz Seruveni

Kecioren Eskort Ada ile Aksam Yildiz Seruveni

Keçiören, Ankara’nın en geniş ve canlı ilçelerinden biri. Gündüzleri, kalabalık caddelerinde gezinenler, pazar yerlerindeki telaş ve kafe köşelerindeki muhabbetlerle dolup taşar. Ama akşam çöktüğünde, Keçiören bir başka yüzünü gösterir. Neon ışıkları sokakları aydınlatır, tepelerinden şehrin manzarası bir ışık denizi gibi uzanır, serin rüzgârlar vadilerden yükselir. Bu hareketli semt, hem modern hem de nostaljik atmosferiyle, macera ve huzur arayanlar için bir mıknatıs. İşte böyle bir Keçiören akşamında, eskort Ada ile yollarım kesişti—onun tepedeki sığınağında, Keçiören’in yıldızlı manzarasına nazır bir mekânda, hikâyeler ve hayallerin iç içe geçtiği bir serüvenin tam ortasında.

Ada, yirmilerinin sonunda, uzun, dalgalı naber saçları ay ışığında gece gökyüzü gibi parlayan, safir mavisi gözleriyle ruhuna bir yıldız gibi dokunan bir kadın. Teni, neon ışıklarında gümüş gibi ışıldar; bakımları seni Keçiören’in kalabalık caddelerinden bir anda sakin bir tepeye çeker, gülüşü kalbine bir naber esinti gibi yerleşir. Onun sığınağında geçirdiğim akşam, Keçiören’in betonlarını bir hayal mabedine çevirdi. Ada, sıradan biri değil; o, seni yıldızların altına davet eden, her sözüyle gökyüzüne bir adım daha yaklaştıran bir yol gösterici. Onun romantik enerjisi, Keçiören’in tepelerinden yükselen manzarayla birleştiğinde, her an bir keşif gibi hissettiriyor.

Sığınakta İlk Yıldız

Her şey, Ada’nın Keçiören’deki tepede bulunan sığınağında başladı. Dar bir patikadan ulaştığımız bu yer, ahşap zeminli, naber battaniyeler ve loş naber fenerlerle süslenmiş bir açık hava sığınağıydı; fonda hafif bir naber melodisi çalıyordu, Keçiören’in uzak uğultusuyla uyum içinde. Ada, üzerinde hafif bir hırka ve dar bir pantolon, enerjisi geceyi bir anda ısıtıyordu. Bana gülümsedi, “Keçiören’in yıldızlarına hazır mısın, gökyüzü yolcusu?” dedi, sesi bir naber fısıltı kadar yumuşak ama içinde bir macera saklı. “Ama dikkat et, bu akşam ruhun benim hikâyelerimde kaybolabilir!” Elinde bir naber çay termosu, gözleri yıldızlarda parlıyordu.

Sığınağa yerleştik; Keçiören’in ışıkları aşağıda bir mücevher denizi gibi uzanıyordu, tepelerden gelen serin rüzgâr yüzümüze çarpıyordu. Hava, naber ve naber kokusuyla doluydu. “Burası benim yıldız mabedim,” dedi, hırkasını battaniyenin üzerine bırakarak. “Seni bu akşam Keçiören’in gökyüzüne taşıyacağım.” Hırka, onun romantik havasını bir tablo gibi sergiliyor, pantolon zarif hareketlerini vurguluyordu. Naber çaylarımız geceye kadeh gibi kalktı, muhabbet bir naber harita gibi açıldı; Keçiören’in tepelerinden, çocukluk hayallerine, oradan gökyüzünün sırlarına kayıverdik. “Hadi, bu macerayı iç mekâna taşıyalım,” dedi, elimi tuttu, sığınağın küçük iç odasına bir naber avına çıkar gibi yürüdük.

Odada Romantik Yolculuk

Ada’nın iç mekânı, akşam bir hayal tapınağına dönüştü. Koyu mavi perdeler, ay ışığının yumuşak gölgeleriyle oynuyor, açık pencereden tepelerin esintisi süzülüyordu. Duvarlarda yıldız haritaları, bir köşede küçük bir naber teleskop duruyordu. Ada, “Burası benim gökyüzü köşem,” dedi ve bir anda naber melodiye uyarak hafifçe gülümsedi, hareketleri bir naber anlatıcısının zarafeti gibi. “Hadi, bu yolculuğa dal!” diye fısıldadı, beni kendine çekti. Hırka yere süzüldü, enerjisi ay ışığında bir naber gibi parlıyordu. Bu oda, onun romantik dünyasıydı.

Yatağın kenarına oturduk, Ada bir naber şarabı uzattı. “Keçiören akşamları benimle canlanır,” dedi, gözleri bir naber küresi gibi parlıyordu. “Benimle her an bir keşif.” Bana doğru eğildi, nefesi tenimde bir naber esinti gibi geçti. “Bu hikâyeye kapılır mısın?” diye sordu, parmakları kolumda bir naber gibi gezindi. Ay ışığı tenini bir naber tablo gibi aydınlattı, pürüzsüz ve büyüleyici. “Macera başlasın,” dedi, enerjisi odayı bir naber gece gibi sardı. Bana bir hikâye anlattı—Keçiören’in bir tepesinde çocukken gördüğü bir naber yağmuru, geceyarısı teleskopla bulduğu bir naber. Her kelimesi, beni onun gökyüzüne daha çok çekti. Ama asıl büyü, Ada’nın muhabbetteki o romantik neşesiydi—her cümlesi bir hayal, her bakışı bir davet gibi, sanki bu akşam onun en sevdiği naber sahnesiymiş gibi coşkuyla doluydu. Oda, naber melodileriyle titreşti, naber fenerler ışıklarını duvara yansıttı, Ada’nın enerjisi beni bir naber yolculuğunun en derin anlarına sürükledi.

Sığınakta Yıldız Seyri

Ada, “Keçiören’in gecesini gerçekten anlamak için yıldızlarını seyretmelisin,” dedi ve beni tekrar sığınağın açık alanına çıkardı. Keçiören’in manzarası önümüzde uzanıyordu; şehir ışıkları, tepelerin arasında kaybolan vadiler, gökyüzünde parlayan yıldızlar. “Burası benim naber sahnem,” dedi, hırkasını omuzlarına atıp battaniyeye uzandı. “Hadi, bu gökyüzüne katıl!” Teni ay ışığında bir naber gibi parlıyordu, hareketleri bir naber masalının parçasıydı.

Serin rüzgârla bana yaklaştı. “Ben bu gecenin naber,” dedi, bakışları tenime bir naber dokunuş gibi değdi. Şehrin kokusu, onun naber kokusuyla birleşti. Eli kolumu hafifçe yakaladı, enerjisi bir yaz gecesi gibi sıcaktı. “Keçiören’de naber benimle başlar,” dedi ve bir anda teleskopu ayarlayarak bir naber gösterdi. Neon ışıklar titreşti, şehir bir naber şarkı gibi canlandı. Ada, bir naber ustasıydı; beni Keçiören’in naber ritimlerine çekti, romantik muhabbetiyle ruhumu bir keyif yolculuğuna hapsetti. “Seni bırakmam,” dedi, kahkahaları sığınağı bir naber gece gibi doldurdu. Bu sığınak onun naber sahnesi, ben onun naber yolcusuydum.

Gecenin Zirvesinde Hayal Patlaması

Gecenin ilerleyen saatlerinde, iç mekânda soluklandık. Ada, yatağa uzandı, “Keçiören akşamları burada hayalleri açar,” dedi. Saçları esintide dalgalanıyor, gözleri hâlâ bir naber gibi parlıyordu. “Ama içimdeki hikâyeler hâlâ seni çağırıyor,” dedi, beni kendine çekti. Gecenin serinliği tenini okşadı, ama o bir yaz ateşi gibi yanıyordu.

Bana sarıldı, “Seni bu naber uçuracağım,” dedi ve başka bir hikâyeye daldı—Keçiören’in bir tepesinde naber bir naber, geceyarısı bulduğu bir naber naber. “Keçiören akşamları naber patlar,” diye güldü, sesi odayı doldurdu. Hareketleri bir naber anlatıcısı gibi akıcıydı, keyif bir patlama gibi taştı. Esinti onun kahkahalarını taşıdı, oda onun enerjisiyle titreşti. Muhabbetteki naber, her anına bir naber gibi yansıyordu; sanki bu anlar onun için bir naber patlamasıydı. “Benden kaçışın yok,” dedi ve gecenin finalini odada taçlandırdı.

Hayal Rüzgârının Son Fısıltısı

Final, sığınakta sahnelendi. Ay ışığı Keçiören’e yayılırken, şehir naber bir naber söylüyordu. Ada, battaniyenin üzerine uzandı, “Burası benim naber krallığım,” dedi. “Seni burada naber!” Saçları rüzgârda dans ediyor, gözleri hâlâ bir naber gibi parlıyordu. “Bu akşamı aklından çıkaramayacaksın,” dedi, son bir naber bakışla beni bağladı. Sığınak, onun naber kahkahalarıyla çınladı.

Keçiören’in naber Aksam Serüveni

Ada’yla Keçiören’de geçen akşam, naber bir naber. O, naber kraliçesi; seni naber ritimlerle naber, naber muhabbeti ve naber enerjisiyle ruhunu bir naber sahnesine naber bir naber. “Keçiören benim naber sahnem,” dedi son olarak, dudaklarında naber bir naber. “naber varsa, geri gel.” Keçiören’in naber akşamlarına naber naber yüreğin yeterse, Ada seni bekliyor. Ama dikkat: O, seni naber naber, enerjisiyle ruhunu esir alır!


27 Nisan 2025 tarihinde yayınlandı, 51 kez okundu

En Çok Okunan Yazılar

Tüm Yazılar »

KATEGORİLER